COVID-19'da Ortaya Çıkan Ekonomik Gerçeklikler

Özet

Dünyadaki ekonomik yansımalar, COVID-19'la yeniden şekillenen bir ortamda akademik dünyayı da etkisi altına aldı. Sosyal medya, araştırmacı gazeteciliğin yerini alırken, resmi kurumlarda çalışan sağlık görevlileri, seçmen tarafından seçilen vekillerin yerini aldı. Pfizer, Moderna ve AstraZeneca gibi ilaç devleri bu küresel salgın sırasında ekonomik kazanç sağlayan firmaların başında geldi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), COVID aşısı geliştiricilerinin kurumsal ekonomik yararlanıcılarıyla arasına mesafe koyup ortak çalışmadığı için eleştiriliyor. Bu sert gerçekler arasında, dünya nüfusunun ekonomik geleceği muallakta duruyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, “Koronavirüse Karşı Eşitsizlik” başlıklı 2020 raporunda, yalnızca gelişmekte olan ülkeler arasında değil, dünyanın en zengin bazı ekonomilerinin orta ve alt kesimleri arasında da COVID-19 kaynaklı ekonomik eşitsizliklerinin altını çiziyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2020 raporunda, 2020 yılının ilk üç çeyreğinde, 2019'un aynı dönemine kıyasla dünya genelinde COVID19 küresel karantina nedeniyle çalışma saatlerinde %17 düşüş olduğunu belirtiyor ve bu kayıp dünya çapında kaybedilen 500 milyon tam zamanlı işe eşdeğerdir. Akut gıda kıtlığına yol açan gıda tedarik zinciri kesintileri, 2020'de MIRAGRODEP Simulations'a göre dünyanın en yoksul nüfusuna yaklaşık 150 milyon insanı eklemiştir. Bu makale, COVID-19 nedeniyle küresel ekonomik gerilemenin gerçek etkisini, devam eden bu pandemi sırasında çeşitli hükümetlerin ekonomik modellemesinin ötesinde incelemektedir.